13 Ekim 2013 Pazar

CUNDA BALIK

Anadolu yakasında nedense Avrupa yakasındakilerin lezzettinde bir balık lokantası bulmak pek kolay olmaz . Alkolsüz balık pişiricilerinden  bolca bulunur ama onların içi tıka basa 4 çocuklu ailelerle dolu olup yan masada oturan ailenin çocuğunun balonu sizin tabağınızın içindedir . Bu tarz yerlerde genelde başlangıç  saç telinden ince doğranmış yeşil salatanın  kenarına biriken  zeytin yağı diye yutturdukları ayçiçek yağı limon sızıntısına  bandırdığınız mahallenin en kıytırık bakkalında bile daha iyisini bulabileceğiniz kuru ekmektir . Bir sepet kuru ekmek ve salata suyundan oluşan başlangıcın ardından o sabırsızlıkla beklediğiniz muhtemelen bronz renkli bir yağda kızartılmış hamsi tavanızı yersiniz ve sabaha kadar uyuyamazsınız ....
Tabi ki bu iş kişiden kişiye , bütçeye göre değişir ama balık işi biraz da keyif işidir . Balık dedin mi taze mezeler olmazsa olmaz ; ve elbette rakı . Bostancı'daki Cunda Balık bu anlamda  fazlasını sunuyor . Etrafında benzer başka örneklerinin bulunmasına rağmen buraya rağbet büyük . Öyle ki haftanın her günü tıka basa dolu , hele Cuma akşamı rezervasyonsuz yer bulmanız hemen hemen mümkün değil . Buranın müdavimleri belli ki buranın mönüsüne tutkun . Haksız da sayılmazlar çünkü burada başka yerlerde pek bulamayacağınız Girit ve Ege mutfağından örnekler var .  Birbirinden lezzetli otlar , başlangıçlar  ve zengin meze çeşitleriyle Cunda Balığın mönüsü iştah kabartıyor . Mostradaki balıkların çeşitleri ve tazeliğine diyecek yok . Ebegümeci , kuzukulağı , hindiba vs.. lakerda , girit böreği , kabak çiçeği dolması , fava .. daha neler neler... hiçbirinde falso yok , kandırmaca yok . Hepsi leziz , hepsi taze ...Balık lokantası illa denizin dibinde olucak diye bişey yok .Burası Bostancı sahil yoluyla Bağdat caddesi arasında ara sokakta  manzarası olmayan bi yer . Demek ki bir şeyi layığıyla yaparsan yerinin pek de bir önemi yok .  Servis iyi , mekan keyifli , müşteri portföyü düzgün , wc çiçek... Hesap atla deve değil . Ben müdavimi oldum , kesinlikle öneririm .

30 Eylül 2013 Pazartesi

KASAP DÖNER

Belli başlı perakende et ve et ürünleri satış firmalarının restoran işletmeciliğine soyunmaları yeni bir trend . Sarıtaş'ın kasap Döner'i bunlardan biri .O alışılmış yarım ekmek arası döner + ayran 5 tl büfeleri   anlayışına bir alternatif olarak ben şahsen bu tür yenilikleri olumlu karşılıyorum . Kasap Dönerde sadece döner satılıyor . Porsiyon , dürüm , tombik ve baget ekmekle sunulan sade mönüde etin gramajını siz seçiyorsunuz . Fonksiyonel , kolay , çabuk ve en önemlisi temiz dolayısıyla güvenilir duruyor . Aslında düşünücek olursanız kebapçıların  ve az önce bahsettiğim büfelerin dışında adam akıllı döner yiyebileceğiniz pek alternatif yoktur ; varsa da çok azdır  ve bu da  bilindik fastfood markalarının  ekmeğine yağ sürer . Sarıtaş bu açığı güzel değerlendirmiş . Her zaman dediğim gibi farklı olan şey bazen en basit olanıdır . Kasap Dönerin şimdilik 12 şubesi var . Ticari olarak iyi hoş ama peki ya lezzet ?..... Dediğim gibi sadece fonksiyonel . Bizim insanımız dönerin yuvarlağını gördümü hemen acıkır , hiç sorgulamaz acaba ne etidir , kıyma mıdır , bonfile midir ? ne ateşinde pişmiştir vs ? Böylesine seçici olmayan bir gırtlak düşkünü nüfus sayesinde aslında ortalık fırsatlar diyarıdır . Gazla pişirilen dönerin , odun ateşinde pişirilen dönerin yanında hiç şansı yoktur malesef  . Ayrıca her etten de lezzetli döner yapılamayacağı gayet iyi bilinir .  Bu konuda ilerde hiç bilinmeyen en lezzetli dönercileri paylaşacağım. Döner düşkünleri biraz beklesin .
Ama günün birinde karnınız açsa ve pek vaktiniz yoksa , döner seviyorsanız ve de  şayet bir Kasap Döner şubesine rastlarsanız hiç çekinmeyin , pişman olmazsınız  . Dönerin yanında pek sevdiğim ama hiçbir dönercide bulamadığım tatlı biber turşusundan burada bolca var . Ev tipi patates kızartması da epey başarılı . Afiyet olsun !

8 Eylül 2013 Pazar

UNTER

UNTER ...  Karaköy'de alternatif kahvaltı mekanları arayanların ilgisini çekebilecek henüz pek keşfedilmemiş bir mekan ....
Anlaşılan o ki Cihangir , Tünel , Şişhane , Kuledibi her ne kadar cazibesinden bir şey kaybetmese de insanların faklı ve daha sakin köşeleri tercih etme yönünde oluşturdukları talep  girişimcilerin dikkatinden kaçmıyor . Karaköy'de 1 dilim peynirin nerdeyse 10 TL ye verildiği  o bilindik bir iki meşhur kahvaltı mekanlarının dışında pek bir alternatif yokmuş gibi görünse de , rıhtımın arka paralelinde katlı otopark ve Tophane arasında bir çok kaliteli saklı mekan bulmak mümkün . İlk duyuşta haklı sebeplerden dolayı o bölgelerde dolaşmanın pek tekin olmadığını düşünebilirsiniz ancak korkmayın ! Kaybolsanız bile karşılaşabileceğiniz en tuhaf durum vitrinin arkasından size bakan gecelikli bayanlarla göz göze gelmek olur ; bakmadan geçersiniz , ya da bakmaya devam edersiniz .Neyse ki Unter fazla aralarda değil  , ana caddeye yakın , Meryem ana kilisesinin köşesinde .
Unter gerek farklı sunumu gerek farklı menüsü ile tarzı olan , samimi ve düzgün bir cafe-bar . Güzel bir Pazar sabahı illa deniz kıyısı olsun gibi bir takıntınız yoksa  sakin ve farklı bir konsept arayanların beklentilerini karşılayacak nitelikte . Mekan hafta içi gece 12:00 hafta sonu müşteri durumuna göre gece yarısının ilerleyen saatlerine kadar hizmet veriyor .
Yemeklerini tatma fırsatımız olmadı ancak kahvaltısı gayet başarılıydı . Şöyle ki , alışık olduğumuz temel kahvaltıyı farklı sunum tarzıyla o kadar güzel birleştirmişler ki adeta yeni bir şey tadıyormuş gibi olduk . Ama asıl fark yaratan en önemli özellik yediğiniz herşeyin organik olması . Bunu yediğiniz ekmek de dahil . Çeşit çeşit peynirler , organik zeytinler , muhteşem bir sebze tabağı , farklı reçel çeşitleriyle dolan masanın görüntüsü o ana kadar içinizi kemiren "ne işimiz var burda , acaba hata mı ettik ,  boğaza mı gitseydik 4 saatte , hiç olmazsa deniz havası alırdık , 4 saatte de eve dönerdik dur kalk dur kalk " şeklindeki git gellerinizi unuturuyor  . Tam tadı damağımızda kalıcak şekilde bir kahvaltı yaptık desek yeridir . Ancak herşeyin bir bedeli var . Organik kahvaltının faturası da organik oldu . Yediğimiz şey en nihayetinde peynir zeytin  . Farklı bir ortam veya farklı bir sunum tecrübe etmiş olmak için değer mi ... bu bir tercih tabi ki . Sonuç olarak hep benzer mekanlarda o artık bıktığımız serpme kahvaltı , köy kahvaltısı ,van kahvaltısı , tezekli  yumurta  zırvalıklarındansa bu tür mekanları da tecrübe etmek heyecan verici . Unter gayet başarılı .









28 Temmuz 2013 Pazar

DATLI MAYA

Cihangir'de bir saklı köşe ...Datlı Maya.

Dışarıdan pek farkedilmeyen , biraz saklı  , hatta aslında  pek de ilgi istemeyen , sıradışı ama samimi ve en önemlisi lezzetli  .

Datlı Maya günlük ev yemeklerinin yanısıra odun ateşinde pişirdiği pide ve lahmacunlarıyla ünlü . Fiyatları normal bir pide salonuna göre bir miktar yukarıda olsa da  kullandığı doğal ve taze malzemeler ile bu pideler diğerlerinden gerçekten farklı . Şişkinlik  , mide yanması , iki de bir de geri gelen soğan  yok .

Dükkana ilk girildiğinde daracık bir mekanda taş fırın başında işine bakan ustalar , tezgahın üstündeki tencerelerde , her yerde  görmeye alışık olmadığımız daha çok Hatay - Antep yöresinden sulu yemekler ve zeytinyağlılar ve camlı dolaptaki ev yapımı tatlılar üzerinde gözlerimizi gezdirip bir yandan mönü hakkında bilgi verip siparişlerinizi almak isteyen gayet Cihangir'li görünümlü çalışanı dinlerken bu tezatlıklar kamaşında konseptin ne olduğunu anlamak biraz zor . Fakat ne gariptir ki bu kafa karışıklığında birşeyden otomatik olarak emin oluyorsunuz : "Burada kötü bir şey yemem" .
Sonunda aşağıda siparişlerimizi verip dar ve alçak merdivenlerden , mutfağın yanından geçip oturma alanına  çıkıyoruz . Mutfakta eğlenerek çalışan bir ekip dikkatimizi çekiyor .

Üst kat üç dört masalık alçak tavanlı bir oda . Hepsi bu . Lokantadan daha çok eski bir rum evinin mutfağındaymışız gibi . Eski mobilyalar dolaplar , köşede bir semaver ama süs değil içinde su kaynıyor ve isteyen çay alabiliyor  . Çatal bıçak peçete vs ihtiyaçlarımızı kendimiz alıyoruz .

Ve siparişlerimiz geliyor . Özensiz bir servis anlayışı var ama sanırım buraya ruhunu veren de bu . Pide ve lahmucunu tek kelimeyle harika . Sulu yemekleri de başarılı . Yemeklerde zeytinyağı kullanılıyor . Kış salatasının tadına mutlaka ama mutlaka bakmalısınız . İçinde pancar , taze yeşillikler meyve parçacıkları bulunuyor ve portakal suyu ile tadlandırılmış . Yerken bitmesin diye dua ediyoruz . Bunun yanısıra ev yapımı taze limonatasını sakın  ihmal etmeyin .

Demiştik ya sıradan pide lahmacun salonu fiyatlarıyla kıyaslandığında bir miktar yukarıda kalıyor diye , herneyse cihangir  , mihangir ,  entel , dantel gayet güzel , en nihayetinde değer ama bize söylenen "kendinizi evinizde farzedin rahat olun çayınızı kahvenizi ordan (samaverden)  alın"dı . Yemeğimizi yedikten sonra hesabı istediğimizde "çay kahve varmıydı ?" diye sorulmasını açıkçası tuhaf karşıladık (!)
Unutmadan , henüz meşhur kahvaltısını tatmadık . Fırsat bulduğumuz da yine gideceğiz .
Afiyet olsun !





 



 
 


 

 










 

21 Temmuz 2013 Pazar

FRANKIE

Teşvikiye'de muhteşem bir mekan , enfes mönü , harika müzik .... Frankie  insana nerede olduğunu unutturuyor. Kendinizi adeta Alice gibi hisseder , içerde tavşan deliğinin gizemini keşfedersiniz .
Kayra Versus şaraplarının tanıtım gecesinde mekanı ziyaret edip mönüdeki enfes seçenekleri tatma fırsatını bulduk .

Başlangıç muhteşemdi.... Karides ızgara . Balkabağı püresi ile garni edilmiş sade bir tabak ve beyaz şarap eşliğinde .


Ara sıcak . Paçanga ...


Ve beklenen an : Kuzu Tandır ..fıstık ve bademlerle tatlandırılmış  , şaşılacak derecede yumuşak ve lezzetli . Şefin önerisine kulak veriyor ve yanında servis edilen kırmızı şarapla bu lezzeti taçlandırıyoruz .

 
final : çilek soslu kadayıflı muhallebi .. Rose şarap ile servis ediliyor ...


Muhteşem atmosferi ve enfes yemekleriyle Frankie Türk-Akdeniz  mutfağı klasmanında lezzet meraklılarının kesinlikle ziyaret etmesi  gereken bir mekan . Sezen Aksu'nun müzik direktörlüğünü yaptığı mekanda  Nükhet Duru'nun canlı performans sergilediği o gece , zihinlerimizde iz bıraktı .
Bitirmeden önce son bir tavsiye : Öylesine kapısının önünden geçerken sadece meraktan  ziyaret etmeye  pek uygun değil ...Cebinizi yakabilir  . Ama herşeye rağmen tatmaya değer .

15 Temmuz 2013 Pazartesi

SHAKE SHACK BURGER

Amerikalı ünlü fast food markası SHAKE SHACK BURGER İstinye Park'ta açıldı . Biz de tadına baktık .

Kısıtlı mekanda yer bulmak sorun gibi görünse de hevesli ve güleryüzlü personel sonuna kadar yardımcı oluyor ..
 
 
Özel köftesi , yumuşacık ekmeği , az ve öz dolgu malzemesi ve kendine mahsus lezzetli mi lezzetli patates kızartmasıyla Shake Burger , klasik hamburger lezzeti beklentisini fazlasıyla karşılıyor ..Peynirli sosunu mutlaka deneyin .

 
 
Mutfakta bir ordu var !