5 Temmuz 2015 Pazar

DİYAR BURMA

Şimdi ramazan malum iftar sonrası şöyle iyi bir tatlı olmazsa olmaz . Adettendir genelde birisine iftar davetine  falan gidilirken hediye olarak tatlı , tatlı olarak baklava götürülür . Bir de o kutu tek düze baklava değil de karışık yaptırılır , baklava , şöbiyet , kuşgözü , fıstıklı sarma falan filan ... Adamı direkt anjiyoya alırlar ... Sırf tereyağı ve inadına şeker . Neyse böyle diyoruz ama her seferinde de löp löp yutuveriyoruz söz konusu şerbetligiller familyasından ne bulursak . Ben baklava sever bir yiyiciyim . İyisini buldummu acımam . Sırf onu biraz daha fazla yiyeyim diye çayları kahveleri şekersiz içiyorum ben . E hal böyle olunca da İstanbul'da nerde iyi baklava yenir konusunda gayet donanınlıyımdır . Karaköy Güllüoğlu artık duymaktan sıkıldığımız ama başarısını görmezden gelemeyeceğimiz bir  marka . Ama nedensa bana o baklavalar parlak parlak  üzerine ahşap cilası sürülmüş gibi  geliyor . Görüntü itibariyle de yerken de kıvamlı yoğun ve ağır .. Benim favorim mesela Köşkeroğlu'dur . Nedense Antep lezzetine daha yakın olduğunu düşünüyorum  .İki marka da kendini ispatlamış . Malzemeyse malzeme , hile hurda yok ve hakkını veriyolar yalan değil . Bi de yeni yeni garip baklavacılar türedi . Müthiş bir özgüvenle bu işi onlardan daha iyi yapan yokmuş gibi şubeler üzerine şubeler açıyolar . Gak guklu garip garip isimler .Ben bunlara otogar tatlıcısı diyorum. 1 tl ye sosisli satılan büfelerin arasında fıstıklı diye insanlara  bezelyeli baklava yediren dükkanlar olurya ? Onun gibi .
Konu kuru baklava olunca Diyar Burma'nın üzerine baklavacı tanımıyorum . Gerçekten kupkuru . Bi kutu yersiniz hiç bişey hissetmezsiniz . Birkaç kez denk geldim ve çok başarılı buldum . Gerek görüntü gerekse servis şekliyle iştah kabartıcı . Eğer kuru baklava çok kuru diyorsanız geçenlerde bir şubesinde  denediğim ince şöbiyeti şiddetle tavsiye ediyorum . Fotoğrafından da anlaşılacağı üzere şerbetli tatlı düşkünleri için karşıkoyulamayacak kadar güzel .  

İMREN LOKANTASI

Sadece fırın sütlaç yemek için bile gitmeye değer ....
Esnaf lokantalarını severim ama  cama yazdıkları "5 çeşit yemek 3 tl"  cinsinden olanları değil . 5 çeşit yemeğin suyu bile fazla eder  .Onu da yemek için en az 1 ekmek lazım .  Ne kazanıyo o dükkan sahibi anlamış değilim . 
İmren lokantası Zeynep Kamil'de mahalle aralarında  eski bir işletme . Ama gel gör ki öğlenleri kapısında kuyruk . Hafta içi yemek saati oldu mu  mavi yakalı ,  beyaz yakalı ,  polo yakalı , bisiklet yakalı . İçerde boş masa yok . Ama giderseniz yakalı gidin ki iki yakanız bir araya gelsin çünkü öyle ucuz bir lokanta değil . Ama yemeklerinin  hakkını veriyor . Tencere yemekleri bir harika . Kuzu kapama , patlıcan kebabı , güveç , kurufasulye ,taze fasülye , zeytinyağlılar , kavurma , sebze yemekleri enfes . Döneri mutlaka denenmeli kıyma kullanmıyor bonfilenin tadını alabiliyorsunuz. Gerçi ben odun ateşinde pişen döneri hiçbirşeye değişmem ancak kendi sınıfında  daha iyisini yediğimi hatırlamıyorum . Yemek bitti mi ?  Doydunuz mu ?  Şimdi fırın sütlacınızı sipariş edin ve arkanıza yaslanın . Mutlaka fındıklı olsun .Öyle kuruyemişçiden alınmış alelade fındık değil o ; halis mulis .Şu kadarını söyleyebilirim Hamsiköy'de yediğim sütlacın tadını unutamam . Elbette coğrafi şartlar gereği o yörenin ürünlerden yapılan mamülleri başka yerde bulmanız mümkün değildir .Sütü Trabzon'dan getirdiklerini sanmıyorum ama malzemenin en iyisini kullanmak konusunda ciddi özen gösterdikleri ve bundan taviz vermedikleri çok açık .Sütlaç için Hamsiköy'e kadar gitmeye gerek yok.  Her gitiğimde  kasada oturan akça pakça yüzlü o karadenizli işletme sahibi amcayı tebrik etmek istiyorum . Yıllardır değişmeyen tertemiz kadrosu ve servis elemanlarıyla çizgisini bozmayan , kalitesinden taviz vermeyen , lezzetli mi lezzetli mütevazı bir işletme .  O yüzden yerine yurduna bakmadan insanlar yol katedip geliyorlar öğlenleri sırf o lezzetleri tatmak için . Zeynep Kamil'in bütün doktorları profesörleri de orda .. Bi bildikleri var elbet .   


 

BADEM MANTI

Amacına mükemmel hizmet eden başarılı bir işletme . Altunizade'deki şubesinde mantı ve çiğböreğini tatma imkanı buldum . Çiğ börek çok akılda kalıcı olmadı ama mantısı gerçekten başarılıydı . Zaten kullandığı malzemelerden belli .Sanılanın aksine büyük be ferah bir mekan ;tertemiz . Farklı mantı türleri olmasına rağmen biz klasik bildiğimiz mantıdan yedik . Kıymasıyla ,hamuruyla , sosuyla yoğurduyla tadıyla tuzuyla gerçekten harika . Şahsen mantı 40 yıl yemesem aklıma gelmeyecek bir yemek olmasına rağmen , evde ne yesek diye düşündüğümüz zamanlarda bizi kurtarıcak bir alternatif olarak aklımızın köşesinde olması güzel . Tavsiye ederim .

4 Temmuz 2015 Cumartesi

PUNTO

Kendi taze makarnalarını yapıyorlar . Zorlu'daki şubesinin önünde ustanın teki sabahtan akşama kadar tezgahın üstündeki makarna makinesinde çamaşır yıkar gibi makarayı çevirip çevirip hamuru uzattıkça uzatıyo ....Sonra topluyo tekrar makaraya koyuyo yine uzatıyo ...uzatıyo da uzatıyo ...Hani  bazı ev yemeği yapan turistik restoranlarda köylü ninesi kılıklı teyzeler oturur sininin önüne kıçında şalvar  gözleme açar sanki çok saf ve temizmiş gibi .... Bu da o hesap . Hepsi tatava . Bi piza söyledik zaten çok uzun sürdü gelemedi bi türlü geberdik .Ben mönüdeki en iddialı pizayı seçtim ama hikaye . Üzerine koydukları füme et kayış gibi .Epey açtık yedik valla kayış mayış .Hamuru fena değildi ama içine koydukları malzemeler pek fazla bişey ifade etmedi bizim için. Piza yiyecekseniz oraya  kadar gitmişken Eataly'de yiyin derim.  Üç kuruş daha fazla ver ama halis bir piza ye . Çokta haksızlık etmek istemem taze makarna yemek ve makarna şov izlemek istiyorsanız elbette deneyebilirsiniz .